bir ayrılık


Film: A Separatıon (Bir Ayrılık), 2011

Yönetmen: Asghar Farhadi

(61. Berlin Film Festivali'nde En İyi Film dalında Altın Ayı ve En İyi Aktör ile En İyi Aktris dallarında Gümüş Ayı kazandı, böylece Altın Ayı kazanan ilk İran filmi oldu.)


Orta sınıf bir ailenin kökleri ile daha iyi koşullar arasındaki gidip gelmeleri... Diğer tarafta birçok konuda herhangi bir seçim hakkı- alternatifi bulunmayan çaresizlik içerisinde ayağı yere basmayan davranışlar sergileyen alt gelirli bir aile... Film aslında bu iki farklı sınıf üzerinden İran'daki toplumsal hayata bir bakıştır. Bakış diyorum çünkü yönetmen diğer filmlerinde de olduğu gibi olanı ortaya koymak ile yetinmiş. Karakterleri yargılamıyor ya da cezalandırmıyor. 

Simin ve Nadir evlidirler, 11 yaşında bir kız çocukları (Terme) vardır.  Simin öğretmen, Nadir bankacıdır. Simin kızının daha iyi koşullarda yaşaması için yurt dışına gitmekte kararlıdır fakat Nadir alzheimer hastası olan babasını Tahran'da yalnız bırakmak istememektedir. Nadir'in gitmek istememesi üzerine çift boşanmak üzere mahkemeye giderler fakat hakim ortada makul bir sebep bulamadığı için çifti boşamaz. Bu nedenle Simin ailesinin yanına taşınır Nadir ise babasına bakması için bir tanıdığı vesilesi ile bakıcı bir kadın (Raziye) tutar. Bakıcı kadın Nadir ve Simin' e göre oldukça dindar ve fakirdir. 4-5 yaşlarında bir kızı vardır. Yaşlı adama bakmak için her gün kızıyla beraber uzunca bir yolu çeker. Bir gün Raziye bir doktora gitmek için yaşlı adamı elleri bağlı olarak evde yalnız bırakır tam bu sırada eve gelen Nadir çileden çıkar ve Raziye ile aralarında bir arbede başlar. Bir de evde saklamış olduğu parasını göremeyen Nadir iyice öfkelenir ve evden parasını almadan çıkmak istemeyen kadını itelemek suretiyle kapı dışarı eder. Merdivenlere doğru itelenen bakıcı kadın o sırada bir sancı hisseder ve hastaneye gittiğinde karnındaki bebeğinin öldüğünü öğrenir. Bu nedenle Raziye ve kocası, Nadir'i çocuklarının ölümlerine sebep olduğu gerekçesiyle dava ederler. Bir solukta tüm filmi anlattım, de buyrun: 

Film bu olay çerçevesinde ilerliyor. Benim burada değinmek istediğim husus ise 2 ekonomik sınıfın kendi içlerinde yaşadıkları ve birbirlerine karşı bakış açılarıdır. Orta sınıf (Nadir ve Simin) olmak bir seçeneğinizin olması demektir. Alternatiflerin olması... Fakat her seçim esasında az ya da çok bir kaygı demek ve seçimler daima sorumlulukları da beraberinde getirdiği için alternatifler her zaman mutluluk getirmezler. Ya da yalnızca mutluluk getirmezler. Nadir ve Simin hayatları üzerinde görece daha fazla tasarruf hakkına sahip olsalar da ortak bir karara varamazlar,  öncelikleri farklıdır.  Alt sınıfa baktığımız zaman tümüyle bir çaresizliğin hakim olduğu görülür. Tasarruf hakkı orada yoktur artık. Kişisel tercihler o kadar da bağlayıcı değildir. Zira seçimlerin getirdiği bedeller orta sınıfta olduğu gibi bilişsel çelişki, varoluşsal sıkıntı gibi ruhi mevzular değil fiziksel sorunlardır. Açlık, uykusuzluk, soğuk gibi. Bu filmle alakalı okuduğum bir makalede kullanılan dilin de alt ve orta sınıf arasındaki farklılığı açık bir şekilde ortaya koyduğu ve yaşam kalitesini etkilediğinden bahsediliyordu. Filmi izleyenler hatırlayacaklardır, Raziye'nin kocası Nadir'den şikayetçi olduktan sonra bu ikili pek çok kez hakim karşısında tartışma yaşadılar. Haklı ya da haksız pek çok konuda Nadir kendini Raziye'nin kocasına görece çok daha doğru ve açık ifade edebildi. Yani dilin imkanlarını etkin kullanabilmek konuştuklarınızı belli bir şekle sokabilmek, insanların sizi doğru anlamasına ve onları daha kolay manipüle edebilmenize yarıyor. 

Film elbette ki bu kadar değil, daha pek çok şey söylenebilir ama ben yine anlatmak istediğim kadarını anlatıp gidiyorum.


Şubat/2021

  

Yorumlar

Yorum Gönder