ölüme ilişkin fikirler


Ölmeye ilişkin çok uzak fikirlerim vardı.
Haberlerde her gün çeşitli ölümler seyrediyoruz.- seyrediyordum, uzun bir süre önce bıraktım-
Araba kazası, kalp krizi, boğazınızı kesen bir manyak, kanser... Allah esirgesin içim ürperdi..
Ama işte ne kadar farklı sebepleri de olsa ölen için çok da farketmiyor. Öyle ya da böyle ölüyoruz. İnsanlar ölüyor. Bu kadar. Hikaye buraya kadar sıkıcıydı. Bir numarası yok yani. Öldü diye kimse özel olmuyor. Depremlerden sonra bile enkazdan sağ çıkanların isimleri haykırılıyor, ölenler hızlıca ilgiden uzak bir şekilde -belki de çoktan mekan değiştirdikleri için- götürülüyorlar. Evet, ölmek tek başına bir anlam ifade etmiyor belki tıpkı hayatın da tek başına bir anlam ifade etmediği gibi.. 

'Hayatı hayatın içinde deniyoruz.' gibi bir şeyler diyordu Kuşlarla Sohbetin Şartları'nın yazarı. Sonra 'hayata anlam kazandıran ona teyellenmiş olan ölümdür' diyordu. Madem hayatıma anlam veren bir gün ölecek olmam o halde hala hayattayken benden beklenen bir şey var. Yani ölüm benim hayatımı anlamlandırıyorsa yani diyorum ki öleceğiz ya, bi şey gerek. 


Çok ölüm dedim bu yazıyı yazdıktan kısa bir süre sonra ölürsem trajik olur. Hissetmiş kız denilebilir. Hissetmiyorum biliyorum sayın okur, ölümün iftar sofrasına bismillah diyeceğimiz gün çok da uzak değil..

Yorumlar

  1. Ölümü kendimize yakıştırmıyorsak dahi bir gün gelecek. Rabbim hüsnü hatime nasip etsin. :)

    YanıtlaSil
  2. İnsanlar ölümü gerçekten oturup düşünse bu kadar rahat yaşayamazdı. Hiç hesaba çekilmeyecek gibi edilen laflar, yapılan yanlışlar... Neyse ölünce herkes görecek zaten. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder