Gerçekler.



Bazen çok duygulu ama çok duygulu anlar olur… Bazen dram hayatınızın tam ortasına kamp kurar. Pişkin pişkin Akdeniz Akşamları çalar. Örnek mi? Evde deli gibi pineklerken aniden, sarsıntıyla ve de pek sinsice çöpü dökmenizin gerekmesi gibi. Hayat bu gibi sonsuz tane bilmeceler silsilesinin bir bütünüdür. Aslına bakarsak hani bazı pek bilgili üstadlar evren aslında bir simülasyon, herkes kendisine biçilen rolü oynuyor filan diyorlar ya. Külliyen yalan… Roller belli olsaydı ve bu Dünya bir simülasyon olsaydı bu kadar sık çöp dökmemiz gerekmezdi. Sonrasında işte can sıkıntısı.  Annenin terliğini ayağına geçirip çıktığın sokakta ve dahi terliğin tabanını yere sürte sürte -ki Newton görse eminim iftihar ederdi- birazdan kıvılcım çıkartacak olmanın dayanılmaz hafifliği ile yürümek belki cirite meydan okumanın bir diğer biçimiydi. Zira bu bir ata sporu değil de nedir? Hayır, nedir yani Orta Asya değil de Bahçelievler Mahallesi.
*

Yeşil çay görmek istemiyorum. Aslında çok ağır hakaretler edesim var. Allah’ım sen yarattın, faydalı kıldın diye imtina ediyorum. Ama Allah’ım sevemiyorum. Hele o kokusu. Kokusu sonradan çıkıyor genelde. Boğaz yakan cinsten.
*
Bence Dünya bana meydan okuyor. Öyle sadece bir iki kıtası filan değil, Bering Boğazı beni görse bir kaşık suda boğar. Annem senin vücudun hassas der hep. Belki de ondan beni çok etkiliyor. Sanki yolda yürürken magma birden kükreyecek ve beni içine alıverecek. Ya da son derece işinde gücünde bir meteor Dünya’ya daha önceleri teşrif etmiş teyzekızlarını görmeye gelecek. Ne bileyim Dünya’nın çivisi çıksa ilk benim ayağıma takılır gibi geliyor. Ki bu Dünya’nın çivili hali mi ondan da emin değilim. Ya çiviler paslanmış ya da sallanmaya başlamışlar.
*
Yanımda daima küçük bir not defteri taşırım. Hep boş. Hiç yazmıyorum. Otobüste, sokakta kırk yılın başı aklıma bir şeyler gelse de yazmıyorum. Unutmam sanıyorum. Hep unutuyorum. Keşke hayat adının Dilara Dilemma olduğunu iddia edebilecek kadar çılgın ve karşındakinin de sana 'kesinlikle yalan söylüyorsunuz bayan, o romanı ben de okudum' diyebileceği kadar da küçük olsaydı.



2018-Şevval 1

Yorumlar

  1. yeşil çay artık seviyorum,
    çöpleri yalnızca kapının önüne bırakıyoruz,
    ve hala kimseye adımın Dilara Dilemma olduğunu iddia etmedim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder