Güvercin Hırsızları


 Film: Güvercin Hırsızları
 Yönetmen: Osman Nail Doğan
Osman Nail Doğan'ı TRT' de yaptığı bir iki işten beridir tanıyorum. Henüz kendisini yeni tanıdım yani. Zaten yönetmenin de ilk uzun metraj filmi 2018' de çektiği Güvercin Hırsızları. Bu filmi daha önce bahsettiğim BCP etkinliği kapsamında umut ve başarı ekseninde inceleyeceğim. 

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki filmin içinde çok sayıda küfür vardı. Şayet sansürlü halini bulabilseydim kesinlikle sansürlü izlerdim. Zaten bir çok filmi sansürlü izlemeyi tercih ediyorum. Hayatın içinden de olsa, hayatta maalesef küfüler savuran pek çok ergen de olsa  ben her zaman asıl iyinin ve güzelin gösterilmesinin insanlığı iyi olma yolunda motive ettiğine inanıyorum. Bohem duygular içeren, olumsuzluk patlaması yaşayan her ne izlediysem olduğum yere yığılıp kaldım. Beni kalkıp yeni-güzel bir şeyler yapma konusunda zerre motive etmediler. Evet ya dünya böyle de salak işte dedim durdum. Ama güzeli görmek, insanda -bende- güzeli istemeyi çağrıştırır hep. Konuyla da bağlantılı olarak umut etmeme izin verecek filmler-kitaplar-şarkılar-insanlar-hayaller edinmeye gayret ediyorum. 

Filmin içeriğine baktığımız zaman 14-15 yaşlarında bir ergen (Mahmut) çıkıyor karşımıza. Dedesiyle beraber Yozgat'ta sessiz sakin bir şehirde yaşıyor ve o sıralar kendisi gibi pek çok kişinin de uğraşı güvercin beslemek. Güvercinler öyle değerli ve önemli ki bu insanlar için, bazı güvercinleri araba fiyatına satılıyorlar neredeyse. Mahmut da sürekli kendisine ait güvercinlerin hayalini kuruyor. Bunun için de zaman zaman illegal hareketlere başvuruyor. Geceleri arkadaşlarıyla başkalarına ait kümesleri patlatıp güvercin çalıyor.
Buraya kadar olan kısımda yalnızca umut kavramını görüyorum. Mütemadiyen umut eden fakat belki de başarı hakkında pek de bilgisi olmayan bir karakter Mahmut. Çünkü o henüz ne uğruna güvercin beslediğinin farkında değil. Muhtemelen çevresinden gördüğü günümüzün herhangi bir uğraşısı gibi onun için güvercin beslemek. Halbuki davranışlara kıymet veren ne uğruna yapıldıklarıdır. 
Hikayenin devamında Mahmut kayıp olan güvercinlerden birini ararken İsmail isminde 8 yaşında küçük bir çocukla tanışıyor. Bu çocuk babası tarafından terkedilmiş, annesinin ise üzerine borçlar kalmış mutsuz bir çocuktur. Ne kadar var gibi görünseler de aslında doğru düzgün dostu olmayan Mahmut, her ne gördü ise bu çocukla kendisini özdeşleştirip İsmail'i kendisine dost/kardeş ediniyor. Böylece bu iki çocuk birbirlerine hayatın içinden bir anlam oluveriyorlar. İsmail'den sonra Mahmut biraz çocukça bir girişim de olsa artık İsmail'in ailesinin para ihtiyacı için güvercin çalmaya başlıyor. Çalınan her güvercin satılıyor, parasıyla tuğlalar alınıyor ve bir gün İsmail için ev yapılabilecek kadar tuğla olacaktır.
Artık ne için çaldığını/uğraştığını bilen, davranışlarının bir amacı olan Mahmut bence başarılı olmuştur. Bir başkasının sorumluluğu alarak aradığı anlamı bulmuştur. (Tabii buradaki hırsızlığı metaforik anlamda değerlendiriyorum. Diğer taraftan baktığımızda Mahmut'un yaptığı da bir başkasının umutları çalmak olmaktadır.)
Eğer ne için yaşadığını bilirse bir insan gerçekten umut sahibi olabilir. İlerisi için çabalama gayreti ancak böyle gelir. Dolayısıyla eğer insanda sonsuz umut varsa, başarı da vardır. Sonuçlardan bağımsız başarılar vardır. Mahmut büyüyüp kocaman adam olup İsmail'e ev filan almadı. Aldığı üç beş tuğla ama yine de artık o başarılı. Başarı kavramı sanki hep nihai sonuçla ilgiliymiş, somutmuş gibi lanse edilse de bence başarı birçok kavramdan çok daha soyut. 
Kavramlara kendi şuurumuz ve yaşama amacımızla bakmalıyız diye düşünüyorum. Başkalarının tanımlamalarıyla  ve ölçüleriyle değil. O zaman onlara benzediğimiz kadar başarılı addederler bizi, farkından olmayız. 


 BCP Ocak/ 2021 

- Umut ve başarı hakkında daha fazla paylaşım görmek isterseniz aşağıdaki blogları ziyaret edebilirsiniz-

















Yorumlar

  1. İlk kez gördüm merak ettim bakacağım emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sansürlü halini mutlaka tavsiye ederim, teşekkürler ;)

      Sil
  2. Küfürden hoşlanmayan biriyim. Sansürlü bulursam göz atacağım. 😊

    YanıtlaSil
  3. Hayatın içinden filmler çok güzel oluyor, inceleyeyim birazcık kitabı. Emeğine sağlık ve etkinliğimize hoş geldin^^

    YanıtlaSil
  4. ''Davranışlara kıymet veren ne uğruna yapıldıklarıdır.'' çok güzel bir tespit cümlesi olmuş...

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş, filmi listeme ekledim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, bol istifadeler o zaman:)

      Sil
  6. Yaa çok güzel öneri oldu bu etkinlik muhteşem gerçekten🥳😍

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de, bissürü yeni blogla tanıştım \^.^/

      Sil
  7. Filmi ilk kez duydum, başarıyı soyut olarak değerlendirmek güzel bir bakış açısı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allah bize hep güzel bakışlar nasip etsin ;)

      Sil
  8. Bir süre önce izleyeyim diye ayırdığım ama elimin bir türlü gitmediği bir film. Ne ruh halim müsaade ediyor ne evdeki ortam. Sayende arada sırada buraları tekrar kurcalarken görüp izleyeceğimi umduğum yapımlardan olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En uygun vakitte, en istifadeli şekilde nasip olsun..

      Sil
  9. Farklı bir yapım gibi. Emeğine sağlık, kenara not edildi.

    YanıtlaSil
  10. hımm saoool yaa iyi olur yerli film izlemek, argoları duymadan izlerim ben de tenk yuuu :)

    YanıtlaSil
  11. küfürden hoşlanmıyorum ben de hatta pek küfür bilmem en sinirlendiğim anda sadece örümcek falan demişliğim vardır :D filmi merak ettim öte yandan hırsızlıkla elde edilen başarı fikri pek hoş gelmedi tabi izlersem konuyu daha iyi anlarım ve daha yumuşak bakabilirim bu duruma muhtemelen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Teşekkür ederim. Hırsızlık ile başarı elbetteki yanyana gelmemesi gereken iki kavram. Ben, bomboş geçen ömre bir anlam yüklemesi yani ne için yaşadığının farkına varması açısından biraz da metaforik olarak değerlendirdim. Fakat bunu daha gerçekçi bir bakışla; ergenin çalma davranışı, aile ilişkileri, kimlik arayışı gibi daha farklı baglamlarda da değerlendirebiliriz. Varsa farklı bir yorumunuz onu da okumak isterim..
      Örümcek de fena değilmiş;)

      Sil
  12. Ben de filmle ilk kez karşılaşanlardanım.
    Sanırım biraz mesaj verme kaygısı taşıyan sanat filmine yakın bir tarzı var.
    Merak ettim.
    Ellerine sağlık^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yönetmenin çocukluğundan izler taşıyormuş, biraz da otobiyoğrafik..
      Teşekkürler\^.^/

      Sil
  13. Daha önce duymamıştım. Fırsat bulduğum vakit izlemek isterim. Emeğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  14. İlk kez gördüm bu filmi. Ama nedense bu tarz filmler bana kaldırması zor geliyor :( Umuda giden yolda her yol mübah mıdır, üstünde düşünülmesi gerekiyor. Yorum için teşekkürler ^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında kendi türü içerisinde en yumuşak dokunuşa sahip filmlerden olabilir, küfürler dışında. ben de teşekkürler;)

      Sil

Yorum Gönder